İstanbul Havalimanı, 6 Nisan'dan itibaren tam kapasite hizmet vermeye başlıyor.
taz.gazete, İstanbul Havalimanı'nı mercek altına aldığı dosyada bu projenin insanlar, çevre ve ekonomi üzerindeki etkilerini inceliyor.

Daha fazla okumak için:
taz.atavist.com/istanbul-havalimani

Havuz medyası, yalan haber yapma konusunda birbirleriyle yarıştı.

Kaynak mı? Kimin ihtiyacı var?

Erdoğan'ın, Die Welt Türkiye Temsilcisi Deniz Yücel'i „ajan“ ilan etmesinin ardından Türk medyası Alman hükümetinin Yücel'in „ötmesinden korktuğunu“ iddia etti.

EBRU TASDEMIR, 2017-03-08

Medya analizi yapan insanlar, uzak bir gelecekten bugünlerde Türk medyasında çıkan haberlere baksalar, ne düşünürlerdi acaba?

Alman basını Die Welt Türkiye Temsilcisi Deniz Yücel ile inanılmaz bir dayanışma sergilerken (SZ, FAZ ve Freitag gazeteleri hariç) Türkiye'de durum bu değildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir ödül töreni sırasında gazeteci Deniz Yücel'i ajan olarak ilan etmesinin ardından, havuz medyası bu suçlamayı tamamıyla benimsedi. Ve dahası; Yücel'i „ajan“ olarak gösterme çabalarında adeta birbirleriyle yarıştılar.

Günlük tirajı 100.000 olan yandaş gazete Güneş ise, bu sistematik iftira atma yarışmasında en ön sırada yerini aldı. Aynı iftiralar geçmişte Türkiyeli gazetecilere de atıldığı için, bu konu Türkiyeli okurlara şaşırtıcı gelmeyecektir. Güneş'in manşetine göre Almanya'yla ilgili „inanılmaz bir iddia“ varmış. Bu kadar. Kim demiş? Kaynak yok.

Güneş okurları bu soruların cevaplarını pek de merak etmiyorlar herhalde. Bir önceki gün, en salak okurlar için turuncu bir ok işaretiyle gösterilen gazeteci Deniz Yücel'in fotografının üzerinde şöyle yazıyordu: „Ya öterse korkusu.“ „Bir ay önce apar topar Türkiye'ye gelen Merkel, PKK'li terörist-ajan Deniz Yücel'in serbest bırakılması için Erdoğan'a adeta yalvardı. Sonuç alamayınca da, Deniz Yücel için gemileri yaktı. Almanya, ajan Yücel'in konuşmasından ve bazı isimleri deşifre etmesinden korkuyor.“ Kanıt? Bulunamıyor. Yazının gerisini hiç anlatamayayım, size de bana da yazık.

Yanlış sayılar

Bu arada Alman medyasının da Türkiye konusunda ne kadar abartmayı sevdiğini söylemeden geçmek de olmaz. Türk bakanların Almanya'daki mitinglerinin iptal edilmesiyle ilgili çıkan tartışmalarda en eski konular yeniden ortaya çıktı; örneğin Türkiyeli gurbetçilerin Almanya'ya “uyum sağlamayı reddetmesi.“

Almanya'da yaşayan tüm Türkiyelilerin „yüzde 60'ının AKP'ye oy verdiği söyleniyor. Ama böyle bir hesabın doğru olduğu söylenemez. Çünkü Almanya'da yaşayan ve oy verme hakkına sahip olan Türkiyeli seçmenlerin sayısı 1.411.198. Oy verenlerin sayısı ise 575.564. Yani üçte biri. Ve bu üçte birinin yüzde atmışı AKP'ye oy vermiş. Arada büyük bir fark var. AKP'yi onaylayanların sayısı bundan daha yüksek bile olsa, bu kişiler Almanya'da yaşan „tüm Türkiyelilerin“ yüzde 60'ını oluşturmuyor.

Geleceğin medya insanlarının bu yanlış hesabı da affedeceklerini umalım. Elbette ki bunlar, Deniz Yücel hakkında yazılanlarla karşılaştırılamaz. Uzak bir gelecekte bu yalanlar tek tek eleştirilene kadar, en iyisi Deniz Yücel'in avukatı Veysel Ok'u dinlemek; „Hukuken, Deniz’in orada kalmasını gerektirecek bir işlem kalmadı“. Gaza gelmeyelim ve Yücel'in en kısa zamanda serbest bırakılmasını umalım.

EBRU TASDEMIR, 2017-03-08
GERI
YAZAR HAKKINDA