İstanbul Havalimanı, 6 Nisan'dan itibaren tam kapasite hizmet vermeye başlıyor.
taz.gazete, İstanbul Havalimanı'nı mercek altına aldığı dosyada bu projenin insanlar, çevre ve ekonomi üzerindeki etkilerini inceliyor.

Daha fazla okumak için:
taz.atavist.com/istanbul-havalimani

„Hukusuzluğu tespit etmek ve hesaplaşmak için dava açtık.“

„Bu bir hesaplaşma davasıdır“

Gazeteci Deniz Yücel'in Türkiye'ye açtığı 2.9 milyon liralık tazminat davasını Avukat Veysel Ok ile konuştuk.

EBRU TAŞDEMIR, 2018-09-04

Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel, bir yılı aşkın süre boyunca uğradığı “haksız tutuklama“ gerekçesiyle 2,9 milyon liralık tazminat davası açtı. Avukat Veysel Ok’un Türkiye maliyesini temsilen Hazine'ye açtığı dava, 25 Eylül’de İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Avukat Veysel Ok ile davayı konuştuk.

taz.gazete: Geçen hafta Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) Türkiye bölge temsiliciğinin attığı bir tweet Almanya'da gündemi sarstı. Bu tweetle, eski çalışma arkadaşımız Deniz Yücel, Türkiye hükümetine yaklaşık 400 bin Avro'luk tazminat davası açacağını duyurdu… Bu ilgi sizi şaşırttı mı?

Veysel Ok: Evet çok şaşırdım, çünkü biz bu davayı aylar önce açmıştık. Erol Önderoğlu (RSF Türkiye temsilcisi) bir tweet attı ve olay oldu.

Türkiye medyası bu tazminat davasını yazdı mı?

Türkiye'de en azından bir kesimde, ciddi bir patlama yaşandı. Birçok gazeteci ve siyasetçi- ister Türkiye'de ister Avrupa'da olsun- bunun doğru bir adım olduğunu söyledi. Burada bir kapının aralandığını, bunun diğer davalar için de örnek teşkil edecek bir dava olacağını belirttiler.

Bu davayla hedeflediğiniz nedir?

Neredeyse bir yıl boyunca Yücel'in tutukluluğunun hukuka aykırı olduğunu, onun siyasi nedenlerle cezaevine konulduğunu dile getirdik. Kendisi bir yıl boyunca hükümet tarafından sürekli hedef gösterildi. Bu bir yılın on ayını tecritte geçirdi. Bu hukusuzluğu tespit etmek ve hesaplaşmak için dava açtık.

Devlet ya da yargı bir hata yapıyorsa; kasten bir insanı, bir gazeteciyi, hukuksuz bir şekilde bir yılı aşkın bir sürede işinden, ailesinden, sevdiklerinden alıkoyuyorsa bu hukuksuzluğu telafi edecek; bunun hesabını verecek. Bu dava bu hukuksuzlukla hesaplaşma açısından önemli. Tabii ki bunun karşılığı para değil ama en azından bu konuda önemli bir adım atmış olduk.

2,9 milyon TL tutarın karşılığı tam olarak nedir?

Özgürlüğünden mahrum bırakılması ve hedef gösterilmesi nedeniyle uğradığı manevi tahribatın yanı sıra tutuklanmasıyla birlikte Yücel'in bir yıl boyunca çalışamaması, haber yapamaması ve avukat masrafları… Yani Yücel'e işini yapamadığı için 250,000, uğradığı manevi tahribat için 1,000,000 lira talep ediyoruz. 1,730,000 lirayı ise mahkeme ve kampanya masrafları için talep ediyoruz.

Davanın ne zaman sonuçlanmasını bekliyorsunuz?

Yücel'in „terör propagandası“ suçlamasıyla karşı karşıya kaldığı davanın ilk duruşması hatırlarsanız Haziran ayındaydı. Şimdi Aralık ayında ikinci duruşma var. Herhalde o mahkemenin sonucunu bekleyip, kararı da ona göre verecekler.

Mesleğinizin yanısıra tutuklu gazetecilerin sesini duyurmayı hedefleyen „Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği“ isimli bir STK'nın kurucuları arasındasınız. Açtığınız tazminat davası diğer tutuklu gazetecilere örnek olabilir mi?

Evet, şu an tutuklu 11 gazeteciyi temsil ediyoruz. Hepsi de gazetecilik mesleğinden dolayı tutuklu. Biz Yücel adına açtığımız davayla bir kapı araladığımızı düşünüyoruz.

Avukat olarak takip ettiğiniz gazeteci davalarından dolayı hükümete yakın yayın organlarında da sizi hedef göstermeye başladılar. Hatta siz de 2016’da verdiğiniz bir söyleşiden dolayı bu yıl ilk kez mahkemeye çıktınız. Bu davalar sizi ne şekilde etkiliyor?

Ben, 2016'daki darbe girişiminden önce de gazetecileri savunuyordum; yaklaşık 10 yıldır ifade özgürlüğü konusunda çalışıyorum. Tutuklu gazetecilerin birçoğu arkadaşım ve dostum. Onların cezaevinde olması beni kişisel olarak olarak da etkiliyor. Onların yaşadığı hukuksuzluğun şahidi, hatta tarafıyım. Bana açılan dava da gazetecileri savunduğum içindir. „Yargının tarafsız olmadığını“ ifade etmem nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şikayetiyle hakkımda dava açıldı. Davama bakan yargıç dokuz duruşmanın ardından „bana karşı tarafsız olamayacağını“ iddia ederek davadan çekildi.

İstanbul’un en ünlü mezarlığının kapısında şöyle yazar; „Her canlı ölümü tadacaktır.“ Türkiye’de insan hakları ile ilgilenen ya da özgürlüğü, hukuku savunan herkes bir şekilde yargı kıskacında geçecektir. Ben de bunun bedelini ödüyorum.

EBRU TAŞDEMIR, 2018-09-04
GERI
YAZAR HAKKINDA