İstanbul Havalimanı, 6 Nisan'dan itibaren tam kapasite hizmet vermeye başlıyor.
taz.gazete, İstanbul Havalimanı'nı mercek altına aldığı dosyada bu projenin insanlar, çevre ve ekonomi üzerindeki etkilerini inceliyor.

Daha fazla okumak için:
taz.atavist.com/istanbul-havalimani

Ankara'da mahkeme salonu önünde hakimleri beklerken

Harf başına 6 gün hapis talebi

Gazeteci Sibel Hürtaş ve Hayri Demir'in “Terör örgütü propagandası“ suçlamasıyla yargılandığı duruşma Ankara'da görüldü. Davayı takip etmek isteyen gazeteciler içeri alınmadı. Bir sonraki duruşma 22 Kasım'da.

ÇINAR ÖZER, 2018-09-07

Aralarında gazeteci Sibel Hürtaş ve Hayri Demir’in de bulunduğu 3’ü tutuklu 11 kişinin, Afrin operasyonuna ilişkin haber ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek açılan dava Perşembe günü Ankara’da başladı.

Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava sabah 09.00’da başlayacaktı. Birbirleriyle tek ortak noktaları 20 Ocak 2018’de başlayan Afrin operasyonuyla ilgili sosyal medyadan haber paylaşmak olan 3’ü tutuklu 11 kişi mahkeme saatinde adliyeye geldiler. “Örgüt propagandası yapmak“ ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik“ etmek suçlarından yargılanacaklardı.

Ama ne savcı ne de mahkeme heyeti adliyedeydi. Yaklaşık bir saat geç başlayan duruşmanın mahkeme başkanı “salona yalnızca 6 izleyici alınacak“ dedi. Duruşma salonu 11 sanıklı bir dava için küçüktü. Daha büyük bir salonda yargılama yapılabilirdi. Duruşmayı takip etmek için gelen gazetecilerin dışarda kaldığını ve bu durumun mahkemenin aleniliğine aykırı olduğunu söylemek isteyen avukatlara söz hakkı verilmedi.

Duruşma salonuna yargılananlar da sığmadı. Yargılananların içinde izleyicilerin yanına oturmak zorunda kalanlar oldu. Gazeteci Hayri Demir onlardan biriydi. Herkesin aynı anda hem sanık hem de izleyici oluverdiği duruşma salonunda “gazetecilik“ yargılanıyordu.

„Tek sesli yayın yapsaydım propaganda yapmış olurdum“

Mezopotamya Haber Ajansı muhabiri ve taz.gazete yazarı Hayri Demir, Afrin operasyonu hakkında sosyal medyada yaptığı paylaşımların haber sitelerinde çıkan ve kendi yazdığı haberler olduğunu söyledi:

“Toplamda 111 kelime, 700 karakterden oluşuyor. 700 karaktere yani 700 harfe karşılık hakkımda 3 bin 780 gün hapis cezası isteniyor. Her bir harf için 6 gün hapsim isteniyor. Gazetecilik faaliyeti bu kadar ağır bir 'suç’ mu? Tüm bu faaliyetlerim gazeteciliktir, yazdıklarımın tamamı gazetecilik faaliyetidir. Gazetecilik suç değildir.“

Artı Gerçek Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş ise hesabından hem muhaliflerin hem de iktidarın fikirlerini gösteren haber tweetlerine dair paylaşımlar olduğunu ifade ederek, “Ben her iki tarafı da yayınlarıma taşıdım. Ama şimdi propagandadan yargılanıyorum. Tek sesli yayın yapsaydım propaganda yapmış olurdum“ dedi.

„Adliye muhabiriyim ama kendi iddianamemi anlamıyorum“

Hürtaş’ın dosyasında oğlunun öldürülen gazeteci Hrant Dink’in eyleminde pankart taşırken çekilen fotoğrafı ve CHP’nin gazetecilere dağıttığı Man Adası belgeleri de vardı. Bunların hepsi savcılığa göre “terör örgütü propagandası yapmak“ suçuydu. Hürtaş savunmasına şöyle devam etti;

“Ben 20 yıllık gazeteciyim. Bu adliyede muhabirlik yaptım. Ama kendi iddianamemi anlamıyorum. Okuyorum, ama anlamıyorum. O nedenle savunmam 3 kelime olacak. Gazetecilik suç değildir.“

Yargılanan diğer kişiler de yaptıkları paylaşımların çeşitli haber sitelerinde yayınlanan haberler olduğunu ve paylaşımların düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamına girdiğini söylediler. Tüm savunmalardan sonra, savcı tutuklu yargılananların tahliyelerini isterken yurt dışına çıkış yasağı konulmasını talep etti. Mahkeme bu talepleri kabul etti. Dava 22 Kasım’a erteledi.

ÇINAR ÖZER, 2018-09-07
GERI
YAZAR HAKKINDA