Yedi aydır tutuklu bulunan Alman vatandaşı Adil Demirci mahkemede hakkındaki suçlamalara neden olan cenaze törenlerine katılmanın demokratik bir hak olduğunu savundu. Demirci'nin tutukluluğunun devamına karar verildi.
*Haberin başlığı değiştirilmiş/güncellenmiştir.
Alman vatandaşı Adil Demirci, Salı günü Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde çıktığı mahkemede hakkındaki terör üyeliği suçlamalarını reddetti. Altı kişinin tahliyesine karar veren mahkeme, Adil Demirci'nin tutukluluğunun devamına karar verdi.
2013 ve 2015 yılları arasında IŞİD'e karşı savaşırken ölen MLKP üyelerinin cenaze ve taziye törenlerine katılması nedeniyle terör örgütü üyeliğiyle suçlanan Demirci, bu katılımların „demokratik ve insani bir hak“ olduğunu söyledi.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 10.00’da başlaması planlanan duruşma, dava yoğunluğu nedeniyle saat 14.00 civarı başladı. Yaklaşık 20 kişilik duruşma salonunda yer kalmadığı için tutuksuz sanıklar izleyici sıralarına oturtuldu. Tutuklu sanıkların yakınları da aynı nedenle salona giremedi. Duruşmayı Alman milletvekilleri Jörg Detjen, Anke Brunn, Felix Schmidt, Heike Hansel Almanya Başkonsolosu Michael Reiffenstuel ve yazar Günter Wallraff izledi.
Yedi ay sonra hakim karşısına çıkan Demirci, duruşma başındaki kimlik tespiti sırasında mesleği sorulunca “Sosyal danışman ve çevirmenim“ dedi. Duruşmada ilk savunmayı da Adil Demirci yaptı. İddianamede tarif edilen demokratik gösterilere ve taziye törenlerine katıldığını ifade eden Demirci, “Buralarda flama veya bayrak taşımadım. Taziye törenlerine binlerce insan katıldı. Polis müdahalesi yaşanmadı. Bu törenlere katılmak demokratik ve insani bir haktır. Yedi aydır tutukluyum. Önce tahliyemi sonra beraatimi istiyorum“ dedi.
Savunmanın tamamlanmasından sonra mahkeme başkanı, Demirci’ye “Bu kişilerin nerede öldüklerini veya örgüt üyesi olup olmadıklarını biliyor muydun,“ sorusunu yöneltti. Demirci, “Benim için bu insanlar IŞİD’e karşı mücadele etmiş insanlardı“ yanıtını verdi.
Müvekkiline ilişkin soruşturmada yasa dışı terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin tek bir delil olmadığını vurgulayan avukat Mustafa Peköz, “Müvekkilim Almanya’da aktif ve tanınan biridir. Orada göçmenlerin haklarını savunuyor. Bu durumun terör ile ilişkilendirilmesine tersinden bakarsak, aslında bir teşekkürü hak ediyor,“ diye konuştu.
Alman vatandaşı Adil Demirci, 13 Nisan 2018’de tatil için geldiği Türkiye’de gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Toplam 23 sanığın bulunduğu iddianamede Demirci’ye de örgüt üyeliği suçlaması yöneltildi. Köln'de yaşayan Demirci, savaş bölgelerinde kalmış ve travmatize olmuş gençlerle birlikte çalışıyordu. ETHA için çevirmenlik de yapıyordu. Alman vatandaşı Meşale Tolu da aynı suçlamalarla tutuklanmış ve Aralık 2017'de serbest bırakılmıştı.
