İstanbul Havalimanı, 6 Nisan'dan itibaren tam kapasite hizmet vermeye başlıyor.
taz.gazete, İstanbul Havalimanı'nı mercek altına aldığı dosyada bu projenin insanlar, çevre ve ekonomi üzerindeki etkilerini inceliyor.

Daha fazla okumak için:
taz.atavist.com/istanbul-havalimani

İbrahim Kaboğlu ve Lüksemburg Büyükelçisi Georges Faber mahkeme salonunun önünde.

„Hukukçu olarak utanç duyuyorum“

Anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu, barış bildirisine imza attığı için hakim karşısındaydı. Davanın siyasi bir dava olduğunu vurgulayan Kaboğlu'nun talepleri reddedildi.

ÇINAR ÖZER, 2019-02-27

“Bu Suça Ortak Olmayacağız“ bildirisine imza attığı için “Silahlı terör örgütünün basın yoluyla propagandasını yapmak“ suçundan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla yargılanan CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun davası Çarşamba günü Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Milletvekili olması sebebiyle davası Ankara'da görülen İbrahim Kaboğlu, aynı zamanda dokunulmazlığa sahip. Bu nedenle duruşmaya katılmama hakkı olsa da savunma yapmaya gelen Kaboğlu: “40 yıllık akademisyen, bir yargı mensubu ve bir milletvekili olarak hukuka olan inancım nedeniyle buradayım“ ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda anayasa profesörü olan Kaboğlu, mahkemede İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği yetkisizlik kararının Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtti. OHAL'de çıkartılan KHK’nın kanun olamayacağını anlatan Kaboğlu şunları söyledi:

“KHK’nın çıkartıldığı dönem ile benim suçlandığım zaman arasında fark var. Düzenleme 2018’de yapıldı. Suçlandığım metin ise 2016’da kamuoyuna duyuruldu. Burada düzenlemeyi geçmişe uygulama çabası var. Burada İstanbul’da 2 yıl önce başlatılan savcılık kovuşturmasından bu güne gelinceye kadar siyasal gidişatın gölgesi söz konusudur.“

„Bu bir barış çağrısıdır“

Davanın usul yönünden de hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Kaboğlu, davanın açılış tarzı ve yürütülme şeklinin Anayasa'nın yaklaşık 20 maddesine aykırı olduğunu ifade etti. Kaboğlu, imzacısı olduğu barış bildirisi hakkında da şunları söyledi:

“Bu bir barış çağrısıdır, şiddet içermemektedir. İfade özgürlüğünden yararlanan bir metindir. Sözcüklere katılmayabilirsiniz. Bir kolektif metinde tüm kavramların kişiler tarafından onaylamasını bekleyemezsiniz. Burada metnin özüne bakmak gerekir.“

Mahkemenin yetkisizlik kararı vererek dosyayı yeniden İstanbul’a gönderilmesini talep eden Kaboğlu, “Ben hukuka inancımı yitirmedim, yitirmeyeceğim. Türkiye derin bir hukuk krizi yaşamaktadır ve bu bir beka sorunudur. Sizlerin vereceği yetkisizlik kararı hukukun normalleşmesine katkı sağlayacaktır“ dedi.

Mahkeme heyetinin talebi reddetmesinin üzerine Kaboğlu, usul yönünden itirazlarına devam etti. Savunmasını ayakta yapan Kaboğlu, “Oturarak konuşabilirsiniz, bizim şekilci bir tavrımız yok“ diyen heyete “Zul olan burada sanık olmamdır. Ben saatlerce ayakta kalabilirim“ cevabını verdi.

„Bu sürece tabi tutulmam anayasayanın ihlalidir“

“Hiçbir zaman şiddet çağrısı, ırkçılık söylemlerim olmadı. Tam tersine barış, birliktelik, insan haklarına dayanan cumhuriyet için çağrım olmuştur. Böyle bir kişi için yapay bir iddianame düzenleyerek bu şekilde bir sürece tabi tutulmak Anayasa’nın ihlali anlamına geliyor“ diyen Kaboğlu, milletvekili olduğu için davanın durdurulmasını talep etti. Ayrıca 694 sayılı OHAL KHK’sı ile yeniden düzenlenen Ceza Muhakemesi Kanunu 161/9 ve geçici 3. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti.

Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi talep edilen madde, milletvekillerinin 1 Şubat 2018’den haklarında açılan soruşturma ve kovuşturmaları yürütmede Ankara’daki mahkemelerin yetkili olduğunu hükmediyor.

Savcı mütalaası iki talebin de reddi yönünde karar verilmesini talep ederken, mahkeme de Kaboğlu’nun milletvekilli seçilmesinin yargılandığı suç bakımından yasama dokunulmazlığı sağlamayacağını belirterek savcı mütalaasını kabul etti. Bu durum tutanağa “dokunulmazlığı kendiliğinden kaldırılmıştır“ şeklinde geçildi.

Bu karar başta Kaboğlu olmak üzere salondaki avukatları şaşırttı. Anayasa’ya göre, mahkeme bir milletvekilinin dokunulmazlığının düşürülmesine karar veremez; bu karar Meclis’e aittir. Kaboğlu karar ile ilgili “Bu dava siyasal bir davadır ve hukukçu olarak utanç duyuyorum“ ifadelerini kullandı. Duruşma 18 Temmuz’a ertelendi.

ÇINAR ÖZER, 2019-02-27
GERI
YAZAR HAKKINDA