Suriyeli ayakkabı işçisi Halil Derde, sekiz yıldır İzmir'de yaşıyor. 1 Mayıs'ta eşit çalışma koşulları için eyleme katılan Derde, artık Erdoğan'ı desteklemediğini söylüyor.
1 Mayıs sabahı, İzmir Basmane’deki Konak Mülteci Merkezi’nde, Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleşecek işçi mitingi öncesi son hazırlıklar yapılıyor. Miting için hazırlıklara yardım edenlerden biri de Suriyeli işçi Halil Derde. Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi’nde bir atölyede çalışan Derde'nin 1 Mayıs’taki talebi Türkiyeli işçilerle aynı maaşı alabilmek. Eşi ve bir çocuğuyla sekiz yıl önce Türkiye'ye gelen Halil şimdi 33 yaşında.
Ayakkabıcılar Sitesi'nde ücretler giderek düşüyor. Günde 12 saat çalışan Halil, Türkiyeli bir işçinin haftada 600-700 TL kazandığını, Suriyelilerin ise 400-500 TL aldığını ifade ediyor. Eskiden çalıştığı bazı atölyelerden alacağı olduğunu ancak bu parayı da alamadığını söylüyor. Daha önce 30-40 kişinin çalıştığı atölyelerde şimdi 10-15 işçinin çalıştığını anlatıyor:
“Sitede düşen maaşların sebebi bizmiş gibi gösteriliyoruz ama bizim verilen parayı kabul etmeme, daha fazlasını isteme gibi lüksümüz yok.“
Suriye’de başlayan iç savaşın ardından Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Suriyeli mültecilerin karşılaştıkları zorlukların başında çalışma yaşamı geliyor. Hükümet, Ocak 2016’da çıkardığı “Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik“ ile Suriyelilerin çalışma izinlerini düzenlese de Suriyeli mülteci işçilerin kayıt dışı çalışma sorununa çözüm olamadı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan rakamlara göre 11.01.2016-14.09.2018 tarihleri arasında çalışma izni başvurusu kabul edilen Suriyeli sayısı yalnızca 27,930.
Resmi sayılara göre Geçici Koruma Statüsü'nde 142 bin Suriyelinin yaşadığı İzmir’de, sadece Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesinde bile binlerce Suriyeli işçi kayıt dışı çalıştırılıyor. Taz.gazete'nin konuştuğu ve ismini vermek istemeyen ayakkabı atölyesi sahipleri, kayıt dışı işçi çalıştırma sebeplerinin artan maliyetler olduğunu söylüyorlar: „5-6 işçinin sigorta giderleri ile bir işçi daha çalıştırıyoruz.“
Hazırlıklar tamamlandıktan kortej, 2. Kordon’daki Borsa Binası’nın önüne doğru yola koyuluyor. Biraz tedirgin görünen Halil, hayatında ikinci kez bir işçi eylemine katıldığını söylüyor. İlki Işıkkent’teki ayakkabı işçilerinin düzenlediği bir eylemmiş.
Halil, 2013 yılındaki Işıkkent’teki „Suriyeli işçi istemiyoruz“ eylemlerinin yerini 2017'deki Türkiyeli ve Suriyeli işçilerin birlikte yaptığı eylemlere bıraktığını, bunun olumlu bir gelişme olduğunu söylüyor. Ancak bu eylemden sonra Ayakkabıcılar Sitesi'ndeki durumun pek değiştiği söylenemez. Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi’ni yöneten İzmir Ayakkabı İmalatçıları Satıcıları ve Tamirciler Odası Başkanı Yalçın Ata, mevcut durumun sorumlusunun Suriyeliler olduğunu düşünüyor. Ocak ayında Ege Telgraf gazetesine açıklama yapan Ata şu ifadeleri kullandı: “Hiçbirisinin dönmeye niyeti olmadığını görüyoruz. Birçok Suriyeli burada kendi işyerini açtı. Vergi, stopaj vermiyorlar. Sigortasız işçi çalıştırıyorlar.“
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İzmir Bölge Müdürlüğünün Mart 2019 verilerine göre, İzmir'deki işsizlik oranı yüzde 13.8. Ülkede artan işsizlik, yabancı düşmanlığının artmasına yol açıyor. Mülteciler en ufak bir „olaya karıştıklarında“ Suriye’ye gönderilmekle tehdit ediliyorlar. Halil’in arkadaşları da çekindiklerinden dolayı 1 Mayıs eylemine gelememişler. En büyük korkularından birisi polisin önlerini çevirmesi olduğunu söyleyen Halil Derde, Türkiye’nin bu durumunu savaş öncesi Esad’ın baskılarına benzetiyor. Yürüyüşün başlaması ile birlikte Halil’in yüzündeki tedirginlik yok oluyor; bir süre sonra Gündoğdu Meydanı’nda toplanan on binlerce işçiyi görünce heyecanlanıyor.
1 Mayıs kortejleri arasında Konak Mülteci Meclisi’nin „İnsanca Yaşam Hakkı ve Mültecilik Statüsü İstiyoruz“ pankartı dikkat çekiyor. Mülteci işçileri gördüklerine sevinenler kadar ana akım ve sosyal medyadaki yanlış bilgilere tepki gösterenler de var. Belediye çalışanlarının kortejinden bir işçi „Aldığınız maaşın dışında bir de devlet bin 200 TL maaş veriyor. Yetmiyor mu? Neden eyleme katılıyorsunuz“ sorusunu yöneltiyor. Halil Derde ise dili döndüğünce bu bilgilerin yalan olduğunu, devletten maaş almadığını anlatsa da belediye işçisi bu cevapları pek inandırıcı bulmuyor.
Konak Mülteci Meclisi Başkanı Mete Hüsünbeyi ise kamu kurumlarının mültecilerle ilgili yeterli politikasının olmaması ve henüz karşılıklı olarak entegrasyon çalışmalarının başlanmamasından kaynaklı mültecilerin daha fazla sömürülmelerine olanak tanıdığını belirtiyor. Meclisin çözüm önerisi ise hızlıca mültecilik statüsünün verilerek entegrasyon çalışmalarının başlatılması.
Kendini dindar biri olarak tanımlayan Halil, işlerin bu şekilde devam edebileceğinden emin değil. Yakın zamana kadar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı desteklediğini söyleyen Derde, artık bu durumun değiştiğini söylüyor: “Türkiye ilk kapılarını açtığında doğal olarak hepimizde Erdoğan’a karşı minnet duygusu oluştu. Ancak şimdi bu durum bizde yerini hayal kırıklığına bıraktı. Suriyeliler arasında da kopuş başladı. 8 yıl geçti hala belirsizlik yaşıyoruz. Ne olacağımız belli değil. Köle gibi çalışıyoruz ama yine de geçinemiyoruz.“