Darbe girişiminin yıldönümü Almanya'da da kutlandı. Nürnberg'de kurulan sahne, Türkiye'de 15 Temmuz kutlamalarında yaşananları birebir yansıtıyordu.
Nürnberg sokaklarında, geçtiğimiz Cumartesi günü sırtlarına pelerin gibi Türk bayrağı takmış kişiler dolaştı. Yine üzerlerine Türk bayrağı bağlanmış araçlar konvoy halinde kornalarla ilerledi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bir yıl geçti. Darbenin yıldönümünde Nürnberg'de UETD'nin düzenlediği organizasyon, Türkiye'dekilerden bağımsız değildi.
Nürnberg'deki Maritim otelinde düzenlenen 15 Temmuz Birlik ve Demokrasi Günü adı verilen bu günde, ‚Şehitleri Anma Programı‘ kapsamında büyük bir toplantı organize edildi. T.C. Nürnberg Başkonsolosluğu'nun ev sahipliğindeki salon toplantısına, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ve Almanya Türk Federasyonu gibi kurumların yanı sıra bölgedeki sivil toplum kuruluşları da katıldı.
Etkilik başlamadan hemen önce katılımcılar, VİP diye tabir edilen araçlarla salonun bulunduğu otele getirildi. Bazı araçların içinden tekbir sesleri yükseliyordu. „Allahu Ekber, Türkler geliyor“ sloganları, tekbir sesleriyle karıştı. Toplantıda da aynı hava vardı. „Bu darbeyi her şeydan önce Allah“ engelledi ifadeleri kullanıldı. Konuşmacıların kullandığı dil, Erdoğan'ın söylemiyle uyumluydu. Darbe girişiminin arkasında Avrupa, Amerika ve emperyal güçlerin olduğu ileri sürüldü.
Organizasyonda, Almanya Türk Federasyonu Kuzey Bavyara Başkanı Kudret Yılmaz, DİTİB Nürberg Başkanı Hasan Aslan ve MUSİAD Nürnberg Başkanı Emin Baysal konuşmacılar arasındaydı. UETD Genel Başkanı Zafer Sarıkaya ile T.C. Nürnberg Başkonsolosu Yavuz Kül de konuşma yapmak için kürsüye çıktılar. Toplantının onur konukları arasında, 15 Temmuz'da yaşamını yitiren Serhat Önder'in ailesi, darbe gecesi yaralananlar, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ vardı.
Genel olarak, ‚güçlü Türkiye‘ profili çizilen toplantıda ilginç söylemler de ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yalnızca bir kahraman olarak tanıtılmadı, aynı zamanda „yüzyılın lideri“ olarak lanse edildi. Darbeciler içinse sık sık „hainler, alçaklar“ ifadeleri kullanıldı. Toplantıda dini motiflere de yer verildi. Etkinlik saygı duruşu ve İstiklal marşı ile başlayıp, Sela ve Kuran okunması ile devam etti.
Almanya'nın AKP siyasetçilerinin gerçekleştirmek istediği toplantılara izin vermemesi konusu da konuşmacıların gündemindeydi. AKP'li vekil Dağ, „Avrupa bizi kıskanıyor, bu bin yıllık mücadele, darbe Türkiye üzerinde oynanan oyunların devamı“ ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın sıkça tercih ettiği meşhur kareli ceketi, Nürberg toplantısına katılanlar arasında da oldukça popülerdi. Pek çok katılımcının üzerinde benzer ceketler vardı.
Darbede yaşamını yitirenler anısına film gösterimleriyle devam eden organizasyon, saat 22:00 itibariyle Nürnberg Belediyesi önündeki ‚demokrasi nöbeti‘ etkinliğine taşındı. Avrupa'da kurulan sahne, Türkiye'de 15 Temmuz kutlamalarında yaşananları birebir yansıtıyordu.
15 yıllık iktidarının 13 yılını Gülen cemaatiyle kol kola yürüyerek geçiren AKP, devlet kurumlarının paylaşımında cemaatle yaşadığı anlaşmazlık sonucu kavga etmeye başladılar. 2013 yılındaki yolsuzluk soruşturmaları kavgayı büyütmüştü. Gülen Cemaati, Fetullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) ismini aldı. Fakat cemaatçiler, son kozlarını geçtiğimiz yılın 15 Temmuz'unda, orduya sızdırdıkları subaylar yoluyla başlatılan bir darbe girişimiyle oynadı. Darbe önlendi. Fakat bilanço ağır oldu.
Erdoğan tarafından tankların önüne geçmek için meydanlara çağrılan 250 kişi feci şekilde; ezilerek ya da vurularak öldürüldü. 2393 kişi ise yaralandı. Önlenen darbenin hemen ardından, başta orduya olmak üzere ülkenin tüm kurumlarına yönelik operasyonlar başlatıldı. AKP iktidarı, ‚bir şans‘ olarak tanımlamakta sakınca görmediği darbeyi fırsata çevirdi.
Sadece darbeci subaylara değil, halkın muhalif kesimlerine yönelik bir cadı avı başlatıldı. Binlerce kişi tutuklandı, darbeyle hiç ilişkisi olmayan kamu görevlileri işlerinden atıldı. 160 gazeteci an itibariyle cezaevinde. Türkiye'de muhalefet darbe ile ilgili sorular sormaya devam ediyor. Ülkeyi baskı altında yönetmek için darbenin önceden bilindiği ama önlenmek için son ana kadar beklendiği tartışmaları bitmiyor. İktidar bu söylemlere sert tepkiler verirken, destan ve kahramanlık söylemlerinden de vazgeçmiyor.