İstanbul Havalimanı, 6 Nisan'dan itibaren tam kapasite hizmet vermeye başlıyor.
taz.gazete, İstanbul Havalimanı'nı mercek altına aldığı dosyada bu projenin insanlar, çevre ve ekonomi üzerindeki etkilerini inceliyor.

Daha fazla okumak için:
taz.atavist.com/istanbul-havalimani

2015 yılındaki Hrant Dink anması

Suçlama değişti, davanın kaderi değişmedi

Hrant Dink'in 2007'de öldürülmesinin üzerinden 11 yıl geçti. Sanıklara yöneltilen suçlama, bu süre içinde siyasal konjonktüre göre önce „Ergenekonculuk“, son dönemde de „FETÖ'cülük“ oldu.

CANAN COŞKUN, 2018-01-19

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 2007'de öldürülmesinin üzerinden 11 yıl geçti. Şimdiye dek cinayetin sorumluluğuna ilişkin herhangi bir tespite yaklaşılamayan dosyada, sanıklara yöneltilen suçlama bu süre içinde siyasal konjonktüre göre önce „Ergenekonculuk“, son dönemde de „FETÖ'cülük“ oldu. 85 kişinin yargılandığı dosyada 11 tutuklu bulunuyor.

Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de Genel Yayın Yönetmeni olduğu Agos Gazetesi önünde Ogün Samast tarafından öldürüldü. Samast'ın yakalanmasından sonra cinayetin organize bir sorumluluk zincirinde tasarlandığı, Trabzon Emniyet Müdürlüğü ve istihbarat birimlerinin Şubat 2006'dan, Trabzon Jandarmasının da Temmuz 2006'dan itibaren tasarıdan haberdar olduğu ortaya çıktı.

Sorumluluk zincirinin emniyet halkası, 17-25 Aralık'ta AKP-Gülen cemaati bağının kopmasıyla cinayetten 8 yıl sonra, 2015'te hazırlanan ikinci iddianame ile sanık sandalyesine oturtuldu. Ardından hazırlanan üçüncü iddianame ile Dink'in „mutlak suretle öldürüleceği“ bilgisi yer alan raporları kullanmadığı iddiasıyla dönemin mülkiye başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç dosyanın sanıkları arasına girdi.

Trabzon'da cinayet tasarısından bilgileri olduğu halde sümen altı eden jandarma görevlileri ise 2008 yılında yalnızca görevi ihmal suçlamasıyla tutuksuz olarak yargılandı, kimi 4 ay kimi de 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. 2015 yılında bu ceza Yargıtay tarafından bozuldu. Temmuz 2015'teki darbe girişiminin ardından da cinayette sorumluluğu bulunduğu iddia edilen jandarma görevlileri FETÖ üyeliği ve darbeye teşebbüs suçlamaları ile tutuklandı ve hazırlanan dördüncü iddianame ile sanık oldu. Cinayetten 11 yıl sonra dosyadaki sanık sayısı 85'e ulaşmış oldu. Tutuklu olarak yargılanan sanıkların isimleri ise şöyle:

Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, dönemin İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileri Veysel Şahin, Okan Şimşek ve Metin Yıldız, cinayetin tasarısı ve işlendiği sırada Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkez (İDAM) Amiri olan Hamza Celepoğlu, dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat TİM komutanı Yüzbaşı Muharrem Demirkale, eski jandarma görevlisi Yavuz Karakaya,dönemin Samsun Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Yakup Kurtaran ve FOX TV Haber Müdürü Ercan Gün.

MİT'in sorumluluğu

Emniyet ve jandarma istihbarat birimlerinin cinayet tasarısından aylar öncesinden haberdar olması karşısında baştan beri hiç araştırılmayan MİT'in sorumluluğu akılları hep kurcaladı. Dink, “Sabiha Gökçen’in Ermeni asıllı olduğu iddiasına ilişkin haberin ardından 2004 yılında İstanbul Valiliği'ne çağırılmış, burada dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör ve MİT Bölge Başkan Yardımcısı Özel Yılmaz ile görüşme gerçekleşmişti.

Dink sonradan bu görüşmeyi, „… Zaten konuşmaların içeriğinden, beni hangi amaçla oraya çağırdıkları belliydi. Haddimi bilmeliydim… Dikkatli olmalıydım… Yoksa iyi olmazdı!“ şeklinde anlatmıştı. Buna karşın Özel Yılmaz hakkında takipsizlik kararı verildi. MİT bağının bu şekilde gün yüzüne çıkmasının ardından dönem dönem dava sanıklarının MİT ile bağları haberlere konu olmuştu. Yargılamanın son aşamasında, dönemin Samsun TEM Şube Müdürü olan sanık Metin Balta emniyette verdiği ifadesinde, 19 Ocak 2007'de cinayeti işledikten sonra Samsun'da yakalanan tetikçi Samast'ı TEM Şube Müdürlüğü'nde karşılayanlar arasında MİT'ten şube müdürleri, MİT Başkanı'nın olduğunu belirtti. Davanın tutuklu sanıklarından gazeteci Ercan Gün de Trabzon Jandarma İstihbarat görevlisi Veysel Şahin'in kendisine nezarethanede Yasin Hayal'in Trabzon MİT'e gidip geldiğini söylediğini aktardı.

Mahkemeye sistematik müdahale

11 yıldır süren yargılamayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi yürütüyor. Geçmişte „özel yetkili“ olan mahkemenin üyelerinin birçoğu cemaat soruşturmaları kapsamında ya aranıyor ya da tutuklu. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından yeniden kurulan mahkeme, Dink davasında kamu görevlilerini yargılamaya Nisan 2016'da başladı. Dink davasının dışında MİT TIR'ları ve Tahşiye davalarına da bakan mahkemenin heyeti, Mart 2016'da başlayan MİT TIR'ları davasından kısa bir süre öncesinden başlayarak sistematik olarak müdahalelere uğradı.

Mahkemeye önce yedek bir heyet daha atandı, daha sonra bu heyetin üyesi Bünyamin Karakaş FETÖ suçlaması ile gözaltına alındı. Aralık 2016'ya gelindiğinde heyete önemli bir müdahalede daha bulunuldu. Dink davası başladığında mahkeme başkanı olan Canel Rüzgar, 8 aylık görevinin ardından HSYK tarafından başka bir mahkemeye gönderildi. Rüzgar'ın yerine mahkemenin yedek heyetinin başkanı olan mevcut başkan Ali İhsan Horasan getirildi.

Bu değişikliğin ardından heyetin kıdemli üyesi Ömer Karagöl, MİT TIR'ları davasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davaya katılma talebine muhalefeti ve Dink davasının dördüncü iddianamesinde sanıklar yönünden yapılan delillendirmeye ilişkin muhalefetinin ardından başka bir mahkemede görevlendirildi. Yargılamanın son aşamasında 1 yıldır Dink davası duruşmalarına başkanlık eden Ali İhsan Horasan heyetin en eski üyesi konumunda.

*Bu yazı ilk olarak Cumhuriyet'te yayınladı.

CANAN COŞKUN, 2018-01-19
GERI
YAZAR HAKKINDA