Bugün, gazeteci Nedim Türfent'in cezaevinde geçirdiği 800. gün. Türfent Van cezaevindeki tutukluluk günlerini „zımnî de olsa“ renklendirmeye, canlandırmaya çalışıyor.
Van’da yolculuk yapmak doğaüstü bir deneyim. Yolculuğa sessizce tanıklık eden görkemli dağların, siyahtan yeşile, turkuaza ve beyaza bürünen binbir renkli Van Gölü’nün korkutucu bir güzelliği var.
Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nun park yerine gelip kontağı kapattığınız anda ise başka bir gezegendesiniz. Çirkin sarı badanalı duvarlarıyla kasvetli toplu konut projelerini andıran bu bina, Van’ın doğasının ruhu yatıştıran sakinliğinin tam tersi.
Van Gölü’nün muhteşem güzelliğinden 800 gündür kopuk olan Nedim Türfent, bu cezaevinin kapılarının ardında. 15 Aralık 2017’de “örgüt üyeliği“ nedeniyle 8 yıl 9 ay ceza verilen Nedim Türfent, Yüksekova’da bir grup kamu görevlisinin Kürt sivillere yönelik ırkçı hakaretlerini belgelediği için 13 Mayıs 2016’da cezaevine girmişti.
Nedim’in yayınladığı videoda görüntülenen Özel Harekat görevlileri hakkında inceleme başlatıldı. Haber sonrasında Nedim tehditler aldı. 2016 Mayıs’ında gözaltına alınarak tutuklandı. Gözaltı işlemleri sırasında kötü muameleye maruz kaldı. Türk mahkemeleri onu eşi görülmemiş bir hızla yargılandı. İddianamede aleyhine konuşan tanıklar ifadelerini işkence altında verdiklerini söylediler. Mahkemenin umrunda olmadı. 2017 Aralık’ta Nedim Türfent aleyhinde yalan olduğu sahiplerince itiraf edilen tanıklıklar, yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları dışında hiçbir kanıt olmadığı halde 8 yıl 9 ay hapis cezası aldı.
Sekiz yıl dokuz ay.
3196 gün.
Avukatları Veysel Ok ve Barış Oflas, Nedim’in yargılanmasında çok sayıda ihlal olduğuna dikkat çekiyor. İşkence altında alınmış ifadelere başvurulması, yargılaması Hakkari’deyken kendisinin 200 kilometre ötedeki Van cezaevinde tutulması, mahkemeye fiziksel olarak getirilmemesi, tecrit altında tutulması gibi…
Nedim’in tutukluluğuna ve hükme karşı yapılan istinaf başvurusundan sonuç alamayacağına inanan avukatları yaklaşık 800 gündür tutuklu bulunan gazeteci için geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Bununla ilgili olarak Nedim’in avukatı Ok, “İstinaf mahkemesinden tahliye veya beraat ihtimali görmüyoruz. Görsek dahi Nedim’in gazeteci olması, gazetecilik faaliyetlerinden dolayı ve uzun süredir tutuklu olması gene de Nedim’in AİHS 5. maddede korunan 'kişi güvenliği ve özgürlüğü’ hakkını ihlal etmektedir. Bu yüzden de Anayasa Mahkemesinin bu başvuruyu ele alması gerekir“ diye konuştu.
Avukatları dışarıda çalışırken, gazetecilik yaptığı için 800 gündür “içeride“ olan Nedim her zaman çok üretken.
Günleri kitap, yazı ve şiir yazarak geçiyor; “Yaşamımın tutuklu günlerini zımnî de olsa renklendirmeye , canlandırmaya çalışıyorum, oradan buradan sözcükleri birbirine bağlayarak…“ diyor yakın zamanda yazdığı bir mektubunda.
Nedim yazdıklarına “şiir demenin haddi olmadığını“ söylüyor. Ama 800 gündür çirkin sarı duvarların ardından gördüğü dayanışmanın gücüyle şiirler yazıyor. Uzun tutsaklığının 800. gününde sesinin ve mısralarının tüm dünyaya ulaşması için, kendi deyişiyle “uzunca sayılacak“ bir şiirinin son kıtalarını aşağıda okuyucuyla paylaşıyoruz:
yeryüzü olmuş yüreğin iksir akıtsın
damarlara toprağa bereket getirsin
Kaf Dağı’nın ardındaki pınarlardan.
toplanan ekinlerin
sadakası dahi
yaşamın gümüşî anahtarı olsun.
köylüye
marabaya
ırgata
deva olsun yüreğin
darda olana
reva olsun.
merhem sürsün
kuşların kırık kanatlarına
göz kulak olsun
imece usulü çalışan karıncalara
fedakar olsun.
cömert olsun yüreğin
kelebeklere yaşayacak fazladan bir gün versin.
yaşam kaynağı olsun
ana rahmi misali.
ve en nihayetinde berrak olsun yüreğin
su renginde.
kuruyanı yeşertsin her daim.
süt emsin güneşin apak memesinden
ve emzirsin ihtiyacı olanı.
yaşamın sihirli iksiriyle
can versin yüreğin
cansız kalana…