2005 yılında futbolcu olma hayalleriyle İstanbul'a gelen Nijeryalı Festus Okey, iki yıl sonra polis tarafından öldürüldü. Davası on bir yıldır devam ediyor.
Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın üçüncü katında bir grup insan hakları savunucusu, Festus Okey davasını takip etmek için bekliyor. Mahkeme salonunun bulunduğu koridorun başına bariyer çekilmiş ve bir güvenlik görevlisi dikilmiş. Görevli elinde o gün yapılacak duruşmaların listesini tutuyor, ama listede ne sanık ne müşteki ne da maktûl bilgisi var. Yalnızca “taksirle ölüme neden olma“ suçu yazıyor.
Halbuki 2007 yılında polis tarafından öldürülen 25 yaşındaki Nijeryalı mültecinin ismi Festus Okey'di. 2005 yılında futbolcu olma hayaliyle Türkiye'ye gelmişti. Öldüren polis memurunun ismi ise Cengiz Yıldız. 20 Ağustos 2007’de arkadaşı M.O. ile birlikte Beyoğlu’nda sivil polislerce gözaltına alınan ve Beyoğlu Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürülen Okey, burada silahla vurularak öldürüldü. Emniyet, Okey’in polisin silahını almaya çalıştığı sırada arbede çıktığını ve kendini vurduğunu iddia etti.
Nezarethanedeki kamera çalışmıyordu. Silahın hangi mesafeden ve açıdan ateşlendiğini ortaya çıkaracak en önemli delil olan Okey’in üzerindeki gömlek de ortadan kayboldu. Seneler süren yargılamadan sonra polis Cengiz Yıldız, „taksirle ölüme neden olma“ suçundan sadece 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı, fakat karar Yargıtay tarafından bozuldu. Cengiz Yıldız cezaevine girmedi.
Duruşma saat 10.35’te başlıyor. Salonda basın mensubu ve avukatlardan oluşan dokuz izleyici var. Sanık polis Cengiz Yıldız ve avukatı da salonda. Mahkeme başkanı Kenan Seyran, can güvenliklerinden endişe ettiğini ileri sürerek kimsenin içeri alınmaması talimatını veriyor ve ekliyor: “Oldu olacak tüm İstanbul izlesin duruşmayı!“
Okey’in kardeşi Tochukwu Gameliah Ogu’nun avukatı Alp Tekin Ocak vekâletsiz de olsa duruşmalarda bulunmaya devam ediyor, ancak soru sorma yetkisi bulunmuyor. Hâkimden hiç olmazsa salonun dışında bekleyen bir ressam ve bir gazetecinin içeri alınmasını isteyince, hâkim Seyran “Ressam messam anlamam. Gitsin hayalî resim çizsin. Gazeteciye de gerek yok!“ yanıtını veriyor.
Bu konuşmalar sırasında sanık polis Cengiz Yıldız hiç söz almıyor. Sakince olduğu yerde oturuyor. Yalnızca hâkim, ikamet adresini sorunca titrek bir sesle yeni adresini veriyor. Yıldız, senelerdir emniyet mensubu olarak çalışmaya devam edebilmiş.
Okey’in öldürülmesiyle ilgili dava ilk olarak 27 Kasım 2007’de açıldı. Bu tarihten sonraki üç buçuk yıl boyunca her duruşmada Okey’in kimlik bilgilerinin doğru olup olmadığı araştırıldı. Oysa Türkiye'de iltica başvurusunda bulunmasının ardından Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından kendisine verilmiş bir kimlik mevcuttu. Üstelik Okey'in bedeni çoktan Nijerya'daki ailesine gönderilmişti. Eğer Okey'in kim olduğu belli değildiyse, ailesi nasıl bulunmuştu? Bu sorular asla cevaplanmadı.
Göçmen Dayanışma Ağı, Kasım 2011’de yargılama sürerken Okey’in Güney Afrika'da yaşayan kardeşi Tochukwu Gameliah Ogu’ya ulaştı. Ogu davaya katılma talebinde bulundu, zira bu şekilde davaya başka avukatlar müdahil olabilir, soruşturma genişletilebilirdi. Fakat bu talep mahkeme tarafından reddedildi. Dava, Okey adına konuşabilecek, soru sorabilecek herhangi bir avukat olmadan karara bağlandı ve sanık Yıldız'a sadece 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi.
Yargıtay, bu kararı üç yıl sonra bozdu ve Okey’in biyolojik bağının araştırılarak kardeşinin davaya katılma talebiyle ilgili karar verilmesi gerektiğini belirtti. Mahkeme bunu kabul etmedi. Yargıtay, Mart 2018’de kararı bir kez daha bozdu ve tekrar Okey’in kimliğinin belirlenmesi ve kardeşinin Okey ile akrabalık bağının araştırılması gerektiğini ifade etti.
Avukat Alp Tekin Ocak duruşmada söz alıp şunları söylüyor:
“Mahkeme, katılma talebi ile ilgili direnmeseydi bu yargılama daha sağlıklı yürütülecekti. Kardeşi Ogu da duruşmaya gelmek ve DNA testi yaptırmak istiyor. Mahkeme onu davet ederse Türkiye için vize alması daha kolay olacak.“ Ogu, mahkemeye katılabilmek için Türkiye’nin Güney Afrika Konsolosluğu'na yapmış olduğu vize başvurusuna henüz bir yanıt alamamış.
Söz sırası sanık avukatı Vehbi Kahveci'ye geçiyor. Avukat sözlerine Ogu’nun iki avukatının dosyada vekâletinin bulunmadığını söyleyerek başlıyor. Okey’in cenazesinin kime teslim edildiği ile ilgili evrakların getirilmesini isteyen avukat, şöyle devam ediyor:
“Teslim alanlar gerçekten akrabası mı? Ölen Festus Okey’dir ancak kardeşi gerçekten kardeşi midir? Biz buna inanmıyoruz. İnceleme ancak Nijerya’daki mezarın açılmasıyla yapılabilir.“
Taleplerin toplanmasından sonra mahkeme başkanı Kenan Seyran, müzakere etmeden aldığı kararları tutanağa yazdırıyor. Yaklaşık bir saat süren duruşma sonunda mahkeme, Okey ve Ogu’nun kardeş olup olmadığının araştırılması için Nijerya ve Güney Afrika Cumhuriyeti adlî makamlarına yazı yazılmasına hükmediyor. Cinayetin on birinci yılında Okey ve kardeşinin biyolojik bağının yeniden araştırılması karara bağlanıyor. Kardeşlikleri doğrulanırsa Ogu, duruşmalara davet edilecek.
Avukat Alp Tekin Ocak, duruşma sonrası Okey’in kardeşinin davaya katılma talebinin önemini vurguluyor: „Okey’in kardeşi bu davaya müdahil olmasaydı polise verilen 4 yıl 2 ay hapis cezası onanabilirdi. Savcının yapması gereken araştırmayı mahkeme ve biz yaptık bu dosyada.“ Kardeşi davaya müdahil olabilirse sanığın daha ağır bir cezası alması için talepte bulunabilecek. Bir sonraki duruşma 2 Nisan 2019’da.