İstanbul Havalimanı, 6 Nisan'dan itibaren tam kapasite hizmet vermeye başlıyor.
taz.gazete, İstanbul Havalimanı'nı mercek altına aldığı dosyada bu projenin insanlar, çevre ve ekonomi üzerindeki etkilerini inceliyor.

Daha fazla okumak için:
taz.atavist.com/istanbul-havalimani

Şafak, hayatını kaybedenler için yapılan duaya katılsa da, politik mesajı olan bir törene katılmamış

Bir sonraki durak neresi?

15 Temmuz 2016'da meydana gelen başarısız darbe girişimi Türkiye'de resmi tatil olarak kutlanırken, ülkedeki eğitim sisteminin ve anma kültürünün bir parçası oldu.

BEYZA KURAL, 2019-07-15

“Bir sonraki durak, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü. 15 Temmuz Şehitler Makamını ziyaret edecek yolcularımız bu durakta inebilirler.“ Metrobüste yapılan anons, üç yıl önce Türkiye’de meydana darbe girişiminin günlük hayat üzerindeki etkilerinden yalnızca biri. 1970 yılında Boğaziçi Köprüsü adıyla hizmete açılan ve İstanbul’un iki yakasını birbirine bağlayan köprü, 2016’daki darbe girişimini izleyen günlerde Bakanlar Kurulu kararıyla “15 Temmuz Şehitler Köprüsü“ ismini aldı. Köprünün iki yakasına anıtlar inşa edildi. Anadolu yakasındaki kubbe şeklindeki anıtta, üç yıl önce meydana gelen darbe girişiminde hayatını kaybeden 249 kişinin isimleri yer alıyor. İçeride 24 saat Kuran okunuyor. Anıtın çevresinde hayatını kaybeden kişilerin isimlerinin verildiği selvi ağaçları var. Yanındaysa açılışının Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılması beklenen “Hafıza müzesi“ bulunuyor.

Darbe gecesi sokakta olan Yasin Şafak (40), Anadolu yakasında bulunan anıtın önünde duruyor. Tam üç yıl önce Üsküdar sokaklarında dolaştıktan sonra sabahın ilk ışıklarıyla buraya geldiğinde gördüklerini hatırlıyor: “Köprüden geçtiğimde yerdeki kan izlerini farkettim. Tankları, ateş edilen araçları gördüm. Birçok insanın hayatının etkilediğini orada anladım.“

Türkiye, 15 Temmuz 2016’da bir darbe girişimine tanık oldu. Darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal ve yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler’le pek çok kamu çalışanı işini kaybederken, onbinlerce insan tutuklandı. 15 Temmuz ise Demokrasi ve Milli Birlik günü olarak resmi tatil ilan edildi. Köprünün yanı sıra yalnızca İstanbul’da 50’den fazla meydan, park ve otobüs durağının isimleri değiştirildi. 15 Temmuz’u kutlamak isteyenler, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde kurulan internet sitesinde “15 Temmuz kurumsal haritası“ başlığı altında güncel logo, video ve afişlerden yararlanabiliyorlar.

Foto: Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı

Bir kamu kurumunda çalışan Yasin Şafak, darbe girişimi akşamı sokağa çıkmasına rağmen, ardından başlayan kutlamalara ve “demokrasi nöbetleri“ne mesafeli durmuş. Kendini bu törenlerin bir parçası olarak hissetmediğini belirtiyor. Darbeye karşı direnen farklı fikirlere sahip insanlar olduğunu ancak o gece hayatını kaybeden sivillerin bu anlatıda öne çıkarılmadığını düşünüyor. Çengelköy’de hayatını kaybedenler için yapılan taziye ve duaya katılsa da, bugüne kadar politik mesajı olan hiçbir törene katılmamış. Şafak, ortalama her 10 yılda bir darbe girişimi tecrübe eden Türkiye’de bu en son darbe girişiminin ayrı bir yeri olduğuna dikkat çekiyor: “Türkiye’deki literatürde darbe, 'devletçilik’ adına yapılırdı. Burada ise iş tersine döndü. Darbeye karşı çıkmak devleti savunmak anlamına geldi.“

Darbe sonrası yapılan uygulamalar yeni değil

Köprünün isminin değiştirilmesi, 15 Temmuz’un resmi tatil ilan edilmesi gibi uygulamaları daha önceki darbelerde de darbeci generaller tarafından yapılmıştı. İktidar ve Tarih isimli kitabın yazarı Siyaset bilimci Prof. Dr. Büşra Ersanlı’ya göre son üç yılda yaşananlar Türkiye siyasi tarihinde yeni değil. Darbenin resmi tatil ilan edilmesi ve ders kitaplarına girmesi gibi uygulamaların 1960 darbesinde de yaşandığını hatırlatan Ersanlı, bu anlatının “fazla uzun sürmeyeceğini“ dile getiriyor. Benzer bir şekilde 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından da 27 Mayıs günü, Hürriyet ve Anayasa Bayramı ilan edilmişti. Bu uygulama bir başka darbenin ardından, 1982’de kaldırılmıştı. İktidarların tarih yazma pratiğinin, değişen hükümetlere rağmen aynı çizgide devam ettiğini söyleyen Ersanlı, propaganda amaçlı bir tarih anlatımının en iyi görüldüğü yerin ders kitapları olduğunu ifade ediyor: “Kitaplara yansıyan bilgi değil, propaganda odaklı bir anlayış.“

Darbe girişiminin müfredata girmesinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın ücretsiz dağıttığı ders kitaplarının arka sayfasında 15 Temmuz logosu ve köprünün önünde Türkiye bayrağı tutan figürler yer alıyor. 10 yaşından itibaren ders sınıflarında darbe girişimini işlemeye başlayan öğrenciler, bu toplumsal travmayı “kahraman Türk milleti“ vurgusu ve “Şanlı direniş“ başlıklarıyla işliyorlar. 4. sınıflar için hazırlanan bir kitapta yer alan metinde, “Milli iradenin karşısında hiçbir gücün duramayacağını ifade eden bugünün anlam ve önemini iyi kavramalıyız (…) Canını hiçe sayan şehitlerimize ve gazilerimize şükran duymalıyız.“ ifadeleri yer alıyor.

Ersanlı, 15 Temmuz’un anlatımında pedagojik sorunlar olduğuna dikkat çekiyor. 6. sınıf sosyal bilgiler kitabında da çocuklara 15 Temmuz’un ardından demokrasiye dair görüşlerin sorulduğu bir bölüm olduğunu belirten Ersanlı, “İktidar tüm yapmadıklarını çocuklardan bekliyor“ yorumunda bulunuyor.

„Şehadetle şereflenen güzel insanlarımıza…“

Milli Eğitim Bakanlığı’nın darbe girişimine gösterdiği ilgi, sadece ilkokul sınıflarıyla sınırlı değil. Türkiye’de yaşayan insanlar, 13 Temmuz Cumartesi günü cep telefonlarında Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’tan gelen bir SMS gördüler: “Tanklara karşı duran yüreklere… Eve dönemeyen ve şehadetle şereflenen güzel insanlarımıza… Kocaman bir hürriyet borcumuz var. Her 15 Temmuz onların aziz mirasını hatırlama vaktidir. Saygı ve minnetle…“

Benzer bir mesaj ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan gönderildi. Mesajda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşecek 15 Temmuz etkinliği için bir çağrı yapıldı. Erdoğan tam üç yıl önce gece yarısı bu havalimanına indiğinde, insanlar onu burada büyük bir coşkuyla karşılamışlardı. Aradan geçen sürede şehrin kuzeyine inşa edilen yeni havalimanının açılmasıyla Atatürk Havalimanı ticari uçuşlara kapatıldı.

Erdoğan ve AKP de, üç sene önceye göre farklı bir yerde duruyor. İktidar, Mart ayının sonunda gerçekleşen yerel seçimlerde büyük bir yenilgi aldı. İptal edilen ve 23 Haziran'da tekrarlanan İstanbul seçiminde de muhalefetin adayı Ekrem İmamoğlu, 800.000 fark ile yeniden seçildi. Darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL ve çıkartılan KHK'larla geçen sürecin ardından, ekonomik krizin etkisini daha fazla gösterdiği Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtemelen Pazartesi akşamı Atatürk Havalimanı’nda üç yıl önceki hislerle karşılanmayacak.

BEYZA KURAL, 2019-07-15
GERI
YAZAR HAKKINDA