İstanbul Havalimanı, 6 Nisan'dan itibaren tam kapasite hizmet vermeye başlıyor.
taz.gazete, İstanbul Havalimanı'nı mercek altına aldığı dosyada bu projenin insanlar, çevre ve ekonomi üzerindeki etkilerini inceliyor.

Daha fazla okumak için:
taz.atavist.com/istanbul-havalimani

„Heteroseksüel dünyada çocuk sahibi olmak sıradan bir olay. Bir trans kadın için neredeyse imkânsız.“

Sakıncalı annelik

Yazarımız bir göl kenarında çocuklarıyla zaman geçirdiğini hayal ederken, cis-heteroseksüel toplumun anne olmasına nasıl bakacağını düşünüyor.

MICHELLE DEMISHEVICH, 2019-07-26

“Geçen hafta sonu çocuklarımla beraber göl kenarında keyifli bir gün geçirdim. Çocuklar bütün gün gölde yüzerken ben de bir şezlonga uzanıp bol bol kitap okudum.“

Belki ben de böyle başlayan yazılar yazarım bir gün, eğer evlat edinebilme hakkım yasalar tarafından engellenmezse. Heteroseksüel dünyada çocuk sahibi olmak gündelik yaşamın sıradan bir olayı aslında. Ancak bir trans kadın için neredeyse imkânsız. Bütün sistem natrans heteroseksüel kimliğe göre inşa edilmiş. Kanun ve düzen hep bu kimlik çerçevesinde geliştirilmiş. Birleşmiş Milletler’in İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde “Herkes eşittir“ yazar, ancak bu doğru değil. Aslında orada kastedilen “herkes“, heteroseksüel bireylerdir.

Cis* ve heteroseksüel kişi, çocuk sahibi olma hakkı konusunda bir trans kadın ile hiçbir zaman eşit değildir. O kişi emek harcamadan, mücadele etmek zorunda kalmadan çocuk sahibi olabilirken bir trans kadın ise çocuk sahibi olmak için kanunlarda yer alan absürt prosedürleri yerine getirmek zorundadır. Bunun için de ömrünün yarısını harcar. Devletlerin yazılı kanunları açık açık bunu beyan etmese de aslında verilen mesaj çok net: Geleneksel aile yapısı ve toplum ahlakına göre bir trans kadının ebeveyn olması sakıncalıdır. Peki bu sakınca neye göre belirleniyor?

Bir seri katil, bir tecavüz suçlusu, bir uyuşturucu satıcısı, bir terrörist, bir savaş suçlusu ya da işkenceci bir asker veya polis ebeveyn olabilir ama bir trans kadının olması sakıncalı. Sokaklarda gördüğüm içki içen, uyuşturucu kullanan çocuklar… Peki bu çocukların ebeveynleri sakıncalı mı? Son yıllarda gazetelerde sürekli yer alan istismar, tecavüz ve katliam haberlerinde bu olaylara göz yuman aileler sakıncalı ebeveynleri işaret etmiyor mu? Çocuğunu küçük yaşta çalıştıran, evliliğe sürükleyen ya da zorlayan, dilendiren, hırsızlık yapmaya zorlayan, seks kölesi olarak çalıştıran ebeveynler sakıncalı değil mi? Bütün mesele sakıncaysa eğer, bunun cinsiyet kimliği veya yönelimle bir alakası yok. Ya iyi bir insan olursunuz ya da kötü. İster heteroseksüel olsun ister trans, fark etmez. Bir trans toplumdaki çok farklı gruplara girebilir, ancak toplumun en küçük birimi olan aile içine girmesi ve evlat edinmesi “sakıncalı“. Bu tam anlamıyla bir insan hakları ihlali ve ayrımcılıktır.

Kendimden örnek vereyim: Kadınlığımı kabul ettirmek için mücadele ettim, barınmak için mücadele ettim, çalışmak için mücadele ettim, eğitim için mücadele ettim, gazetecilik sektörü içerisinde ayakta durabilmek için hala mücadele ediyorum. En büyük hayalim olan evlat edinmek için de mücadele etmek zorundayım. Ben bütün bu kimliklerim için mücadele ettim ve bazı kazanımlarım da oldu. Hiç kimse bu durumu sakıncalı olarak yorumlamadı. Ancak benim bir anne olma isteğim sakıncalı. Halbuki sakıncalı olan patriyarkanın ta kendisidir. Bize dayatmaya çalıştığı uyduruk kurallarıdır. Erkekler tarafından yaratılan erkek egemen sistemin “din-aile-ahlak“ unsurları içine hapsedilen, üç maymunu oynayan toplumun ta kendisidir sakıncalı olan.

Bir gün Berlin’de bir göl kenarında ben kitap okurken çocuklarımın gölde yüzdüğünü göreceğim. Bunun için mücadele edeceğim. Bir ebeveyn olmak benim için bir umut. Umarım “umut“ sakıncalı değildir.

*Cis: Cinsiyet kimliği atanmış cinsiyeti ile uyumlu kişi, natrans.

MICHELLE DEMISHEVICH, 2019-07-26
GERI
YAZAR HAKKINDA