HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu yargılandığı dosyadan tahliye olsa da cezaevinden çıkamadı. Demirtaş'ın avukat Ramazan Demir ve hukukçu Kerem Altıparmak ile kararı konuştuk.
Halkların Demokratik Partisi eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın „terör örgütü üyeliği“ suçlamasıyla 142 yıl hapis istemiyle Ankara'da yargılandığı davada mahkeme, 2 Eylül Pazartesi günü tahliye kararı verdi. Ancak İstanbul’da yargılandığı başka bir davadan kesinleşmiş 4 yıl 8 ay hapis cezası bulunan Demirtaş, tahliye edilmedi. Avukatları, tutuklu kaldığı 2 yıl 10 aylık sürenin aldığı cezadan düşürülerek, tahliye edilmesi yönünde dilekçe hazırlığına başladı. Ankara Başsavcılığı ise, Demirtaş’ın tahliye kararına itiraz etti. Demirtaş, Kasım 2016'dan beri Edirne F Tipi cezaevinde tutuluyor.
Demirtaş’ın avukatlarından Ramazan Demir, savcılığın, tahliye kararına yaptığı itirazını bir „skandal“ olarak tanımlıyor: “Tahliye kararının birkaç saat içinde kaldırılmasının talep edilmiş olması hukuki bir rezalet. Üç yıldır incelenen 150 klasörü, bu kadar zaman içerisinde yeniden incelemek ve itiraz etmek mantığa aykırı.“ Demir, bu itirazın Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) yeri olmadığını, HDP’li vekillerin durumu ile beraber ele alındığında bunun hukuksuz bir alışkanlığa dönüştüğünü söylüyor.
“Tahliyesi şarttı“
Hukukçu Kerem Altıparmak da Selahattin Demirtaş’ın hukuken bir an önce tahliye edilmesi gerektiği görüşünü paylaşıyor: “Denetimli serbestlikten yararlanması lazım. Ancak bu, Adalet Bakanlığı ve Saray’ın ne düşündüğü ile ilgili. Hukuk değil siyaset çalışıyor yani.“
Altıparmak’a göre, Demirtaş’ın yaklaşık üç yıldır tutuklu olduğu davada bir anda tahliye kararı verilmesi, 18 Eylül’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) görülecek duruşma öncesinde yapılmış stratejik bir hamle. İktidarın, AİHM'den çıkacak muhtemel bir kararı boşa çıkarmak için bir adım attığını söyleyen Altıparmak şöyle konuştu:
“Hükümet’in iki hafta sonraki AİHM davasında, ‚Başvuruda bulunan bu davada tutuklu olduğu için değil başka bir davada hükümlü olduğu için hapiste‘ demek istiyor. O nedenle bu tutuklu dosyada tahliye olması şarttı. Bu yapıldı.“
Altıparmak'a göre, AİHM’in, Demirtaş'ın aleyhinde bir karar verme olasılığı da var. AİHM, Demirtaş hakkında verilen tahliye kararının ardından Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı davranmadığına hükmedebilir: “Tutuklu olduğu davayı sonlandırıp yıllarca hüküm verirler. Dava 10 yılda kesinleşip AİHM’e gider. Bu da mahkemenin işlevini bitirir.“
Hukukçu Kerem Altıparmak, Demirtaş hakkında verilen kararın Türkiye'deki yargı bağımsızlığı açısından olumlu bir karar olma ihtimalini de gerçekçi bulmuyor: “Demirtaş’ın bu davada beraat etmesini, olumlu görmek, Türkiye’nin bu koşullarında imkansız.“