İstanbul Havalimanı, 6 Nisan'dan itibaren tam kapasite hizmet vermeye başlıyor.
taz.gazete, İstanbul Havalimanı'nı mercek altına aldığı dosyada bu projenin insanlar, çevre ve ekonomi üzerindeki etkilerini inceliyor.

Daha fazla okumak için:
taz.atavist.com/istanbul-havalimani

Barış çalışmaları ve toplumsal cinsiyet gibi alanlarda verilen dersler yaklaşık 1,400 katılımcıya ulaştı

Sorunlar ayrı, çözüm ortak

Kamusal bir sorun olan koronavirüs salgını, kamusal bir mesele olan eğitimi yeniden şekillendiriyor. Berlin'de üç yıl önce kurulan Off-University'nin deneyimleri, uzaktan eğitimin potansiyeline ilişkin bir fikir veriyor.

AYSUDA KÖLEMEN, 2020-04-20

Koronavirüs salgını önlemleri nedeniyle dünyanın pek çok yerindeki örgün eğitim kurumları online eğitime geçmek zorunda kaldı. Video ve e-öğrenme platformları akademisyenler tarafından yıllardır kullanılmakta olsa da, üniversiteler bu sürece hazırlıksız yakalandı. Berlin’deki üniversiteler 20 Nisan itibarıyla online ders dönemine geçiyorlar ve bunun için kapsamlı hazırlıklar yapmak zorundalar. Bu dönüşüm için iki milyon avroluk fon ayıran Humboldt Üniversitesi’nde araştırmadan sorumlu rektör yardımcısı Peter Frensch, bu sürecin üniversitedeki araştırma, eğitim ve yönetim faaliyetlerinin sistematik olarak dijitalleşmesinin yolunu açabileceğini dile getiriyor.

Eğitim faaliyetinin topyekûn olarak bu tür platformlara taşınması, bilginin üretilme ve aktarılma süreçlerine dair pek çok soruyu da beraberinde getirdi. Kamusal bir sorun olan virüs salgını, kamusal bir mesele olan eğitimi yeniden şekillendiriyor. İki yıl önce, yine kamusal bir soruna, yani devlet baskısına cevap olarak kurulmuş olan Off-University’nin deneyimleri, bu süreçte alternatif eğitim platformlarının taşıdığı potansiyele ilişkin fikir veriyor. Platformun kurucularından Julia Strutz, mevcut kriz ortamında, eğitimin yalnızca internet üzerinden devam edebileceğini belirtiyor: “Örgün eğitim kurumları ile aynı sorunları ve krizleri yaşamasak da bulduğumuz çözüm ortaklaştı“.

Siyasi baskılara cevap olarak kuruldu

Off-University (Organisation für den Frieden), Türkiye’den Almanya’ya siyasi baskı nedeniyle göç etmek zorunda kalmış bir grup Türkiyeli ve Almanyalı Barış Akademisyeni tarafından 2017 yılında kuruldu. Türkiye’de 15 Temmuz 2016 başarısız darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL döneminde yüzlerce barış imzacısı Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) aracılığı ile işlerinden atılarak, sosyal güvencelerini, pasaportlarını ve mesleklerini icra etme haklarını kaybettiler. Almanya’ya gelen bazı akademisyenler, yurt dışına çıkamayan ya da çıkmak istemeyen meslektaşlarının mesleklerini sürdürmelerine ve maddi sıkıntılarını azaltmalarına yardımcı olabilmek için çözüm arayışlarına girdiler. Otoriter baskılar nedeniyle üniversitelerde ders veremeyen akademisyenler, dünyanın her yerinden öğrencilere ders vermeye başladı.

Politik baskılara bir cevap olarak kurulmuş olan bu platform, sunduğu derslerin kapsamını da kendi misyonu doğrultusunda belirliyor. Off-University, mesleki eğitimden çok beşeri bilimlere ağırlık veriyor. Günümüz otoriter rejimlerin bir tehdit olarak gördüğü eleştirel barış çalışmaları ve toplumsal cinsiyet gibi alanlarda verilen dersler, şu ana kadar yaklaşık 1,400 katılımcıya ulaştı. Ağırlıklı olarak İngilizce dilinde eğitim veren Off-University, 2019 senesinden itibaren Türkiye dışında yaşayan risk altındaki akademisyenlere de ulaşmaya başladı.

Berlin merkezli, kamu yararına çalışan dernek statüsünde bulunan Off-University’nin kurucularından Tuba İnal Çekiç, temel motivasyonlarından birinin, baskı altındaki akademisyenler için yaşanabilir seviyede bir aylık gelir sunabilmek olduğunu belirtiyor. Bu kaynak, proje başvuruları ve fonlar üzerinden sağlanıyor. Böylece öğrenciler derslere katılmak için hiçbir ücret ödemiyor. Akademisyenler bir yandan ders verirken, bir yandan da dünyanın farklı yerlerindeki akademisyenlerle Off-University üzerinden ortak araştırmalar yapıyorlar. Eğitim durumuna bakmadan, isteyen herkes derslere kayıt olabiliyor. Dersi başarıyla geçen öğrenciler, Off-University’nin dersine ev sahipliği yapan bir Alman üniversitesinden AKTS kredisi ya da bir Amerikan üniversitesinden ders tamamlama sertifikası alabiliyorlar.

„Devamlılık oranları oldukça yüksek“

Öğrencilerin mahlas kullanarak dahil oldukları platformda, hem birbirleriyle hem de eğitimcilerle gerçek kimliklerini saklı tutarak etkileşime geçmelerini sağlayacak pek çok yol bulunuyor. Türkiye’de Korona salgını sonrasında derslerini resmi online platformlarda vermeye başlayan pek çok akademisyen derslere olan ilgisizlikten yakınırken, Tuba İnal Çekiç Off-University’de derse devamlılık oranlarının oldukça yüksek olduğunu söylüyor. Çekiç, bunun nedeninin derslerde karşılıklı iletişime dikkat edilmesi, öğrenciler arasında komünite oluşturacak projelere ağırlık verilmesi ve asistanlar aracılığıyla öğrencilere ders dışında da destek sağlanması olduğunu düşünüyor. Kendisi de Türkiye’de yürüttüğü akademisyenlik görevinden KHK ile çıkarılmış olan Çekiç, online eğitimin kendileri için “otoriter devletlerin baskısından ve pasaport kısıtlamalarından kaçarak sığınabilecekleri özgür bir liman“ olduğunu söylüyor.

Aslında Türkiye’de uzaktan eğitim devlet bünyesinde yaklaşık kırk yıldır uygulanan bir yöntem. 80 darbesi sonrasında devletin ülkedeki üniversite diplomalı insan sayısını üniversiteleri yaygınlaştırmadan arttırmayı hedeflemesi sonucunda Anadolu Üniversitesi’ne bağlı olarak bir Açıköğretim Fakültesi kurulmuştu. Bu kararda üniversite mekanlarının devlet tarafından öğrencilerin politize olduğu bir odak olarak görülmesinin de etkisi vardı.

Uzun yıllar boyunca kamusal yayın kuruluşları aracılığıyla, resmi ideoloji doğrultusunda eğitim veren bu kurum, zaman içerisinde nitelikli görsel ve yazılı materyallerin de üretilebildiği bir platform haline gelmişti. Ancak bu fakülte de, AKP döneminde üniversitelerde gerçekleştirilen dönüşümden nasibini aldı. KHK ile görevden uzaklaştırılan akademisyenlerin yayınları ve makaleleri veri tabanlarından kaldırıldı. Şu an koronavirüs nedeniyle üniversitelerin resmi online platformlarına aktarılan derslerin ise ne tür bir denetime tabi tutulacağı bilinmiyor.

„Öğrencileri kontrol etmek istemiyoruz“

Örgün eğitime alternatif ararken bulunan çözümler, dijital güvenliğe ve veri gizliliğine ilişkin hususları özellikle önemli hale getiriyor. „Coworking Squares“ adlı bir platform üzerinden işleyen Off-University, ortaya çıkış dinamiklerini, yani devlet baskısını ve takibini göz önünde bulundurarak teknik altyapısına ve gizlilik politikasına hassasiyet gösteriyor. Olağan e-öğrenme platformlarında “kullanıcı deneyiminin geliştirilmesi“ adı altında inanılmaz bir gözetleme mekanizmasının inşa edildiğini belirten Strutz, bu nedenle kendi platformlarını inşa etme kararı aldıklarını ifade ediyor.

Off-University, derste sarf edilen her sözün birkaç büyük şirketin verisi bankasında depolanması ya da eğitimcinin aleyhinde delil haline gelmesi ihtimaline karşı hazırlıklı. Julia Strutz Off-University'nin Zoom – Hangout gibi ortamlardan bu açıdan farklılaştığını aktarıyor:

“Öğrencilerden habersiz bilgi toplamıyoruz. Öğrencileri kontrol etmek, hangi saniyede platform içerisinde ne yaptıklarının bilgisine sahip olmak istemiyoruz. Katılımcıyı, ögrenmek isteyen bir yetişkin olarak, birlikte düşünmek ve tartışmak istediğimiz bir eşit olarak görüyoruz.“

Koronavirüs salgınının kamusal hayatı ne derece köklü biçimde etkileyeceğini öngörmek zor. Ancak eğitim söz konusu olduğunda bu deneyimin sadece kısıtlamalar değil, çeşitli olanaklar sunacağı da aşikar. Örgün eğitim veren kurum ve eğitimciler, bu deneyimden online araç ve ortamları daha sık ve etkin biçimde kullanarak, avantajlarını ve zorluklarını daha iyi anlayarak çıkabilirler. Off University gibi eğitim faaliyetinin kamusal boyutlarını baştan beri sorun edinmiş girişimler ise, öğrenci ile eğitimci arasındaki ilişkinin nasıl yeniden tanımlayabileceğine dair iyi bir örnek sunuyor.

AYSUDA KÖLEMEN, 2020-04-20
GERI
YAZAR HAKKINDA